Aron Nimzowitsch
Biyografi
Aron Nimzowitsch Letonya-Danimarkalı satranç oyuncusu olup en iyi 1925 yılında basılan Benim Sistemim kitabıyla bilinir. Bu eser, satranca yaklaşımını ortaya koyar ve hipermodernizm adı verilen satranç ekolünün de satranca bakışını açıklar. Nimzowitsch, hangi stilden olursa olsun 1920'lerin ve erken 1930'ların en iyi oyuncularından birisiydi.
Erkan Hayatı ve Kariyeri
Nimzowitsch, 7 Kasım 1886'da Riga'da doğdu. Dünya Şampiyonu GM Mikhail Tal, ile aynı şehirde, ondan 50 yıl ve 2 gün önce doğacaktı. 1904 itibariyle, Nimzowitsch Berlin'de felsefe okuyordu ve burada ciddi satranç kariyerine daha çok Almanya'daki kulüp ve turnuvalarda yer alarak başladı.
1910'da Hamburg'daki turnuvada Carl Schlechter'in ardından üçüncü olduysa da Rudolph Spielmann, Frank Marshall, Alexander Alekhine, Siegbert Tarrasch ve Savielly Tartakower gibi isimlerin önünde yerl aldı. Hamburg, ezeli rakibi Tarrasch ile ilk ciddi turnuva oyununda karşılaştığı yer olacaktı fakat bu oynayacakları pek çok oyunun ilki olacaktı.
Orta Kariyeri
1917 Rusya Devrimi'nin ardından Nimzowitsch'in özel hayatında yaşanan bir dizi olay nihayetinde 1922'de Danimarka'ya taşınmasıyla sonuçlandı. Buraya yerleştikten sonra, Nimzowitsch gerçekten bir oyuncu olarak zirve noktasına yaklaşmaya başladı.
Danimarka'ya ulaştıktan bir yıl sonra, Nimzowitsch, Kopenhag'da yapılan altı oyunculu bir turnuvayı en yakın rakibinin iki tur puan önünde tamamladı. Burada, belki de en meşhur oyununu oynadı.
İki yıl sonra, Nimzowitsch bu tarz oyunları nasıl kazandığını yöntemselleştirmek amacıyla Benim Sistemim kitabını yazmaya başladı. 1925'te başladığı kitabı 1927'de tamamladı. Ayrıca 1925'te oynadığı turnuvalardan Marienbad (günümüzdeÇekya)'da birinciliği paylaşırken, Breslav (Almanya) ve Wroclaw (Polonya)'da ikinci oldu.
1926'da Nimzowitsch, Johner'e karşı o meşhur Vd7-f6-h7 manevrasını uyguladığı oyunu oynadı ve Dresden'deki bu turnuvayı 8,5/9'la tamamlayıp Alekhine'in 1,5 puan önünde kazandı. Johner, turnuvada 1.d4 oynayıp Nimzowitsch'in Nimzo-Hint Savunması oynamasına izin veren tek isimdi.
Kopenhag 1923, Marienbad 1925, Dresden 1936 ve diğer sonuçlarıyla 20'lerin ortaları itibariyle Nimzowitsch'in bir dünya şampiyonluğu maçı için Jose Capablanca'ya meydan okuması kadar doğal bir şey olamazdı. Ne var ki, Nimzowitsch yeterli parayı bulamadı. Capablanca, onun yerine 1927'de Alekhine ile oynadı ve tacını da kaybetti.
Benim Sistemim
Nimzowitsch, satrancın ilkelerini anlattığı Benim Sistemim'e başladığı sırada birinci önceliği: Merkezdi. Öyle ki, Nimzowitsch ve bütün hipermodernler merkez oyununa getirdikleri yeni yaklaşımla bilinirler.
Ne var k, kitabın üçte ikisine doğru Nimzowitsch ve hipermodernlerin en iyi bilinen buluşlarının bahsi geçmez. Nimzowitsch der ki, merkez karelerle ilgili bir şeydir, o kareleri ele geçiren piyonlarla ilgili değil. Merkezdeki piyonların hatları kapatmak ve dolayısıyla aslında merkezin kontrolünü kapatmak gibi kötü sonuçları da olabilir.
Bu noktada, Nimzowitsch üstü örtülü şekilde Tarrasch'ı eleştirir. Tarrasch “[dünya şampiyonu Wilhelm] Steinitz’in fikirlerini alıp bunları seyreltik bir şekilde uygular. "Hiçbir şey onun [Steinitz'in] düşüncelerine merkezin formel ve aritmetik bir kavramsallaştırmasından daha uzak değildir." (1964 Tartan baskısı ve 1930 Harcourt çevirisinde sayfalar. 182-185). Tarrasch'ında Nimzowitsch'e eleştirileri vardı ve ezeli rekabetlerinin bir eşi benzeri yoktu.
Diğer taraftan, Benim Sistemim'in içeriği bu kadar dar değildir. Nimzowitsch kalelerden (açık dikeyler ve yedinci yataydan bahsettiği bölümler merkezden hemen sonra gelmektedir), piyon yapısı (izole, piyon zincirleri, duble piyonlar ve geçer piyonlar), iki fil ve meşhur yoğun koruma stratejisi. Şüphesiz Benim Sistemim'in 20. yüzyılın en önemli satranç kitaplarından birisi haline gelmesi, hatta Nimzowitsch’in diğer kitapları Blockade [Blokaj] ve Chess Praxis [Satranç Pratiği] kitaplarından daha çok bilinmesi, hiç de tesadüf değildir.
Geç Kariyeri
Benim Sistemim, Nimzowitsch'in rakiplerinin onu nasıl yeneceğine dair pek de aydınlatıcı olmadı, zira Nimzowitsch'in başarıları geç 1920'le ve erken 1930'lara kadar taşındı. Nimzowitsch’in bazı en büyük turnuva başarıları bu yıllarda geldi.
Bu zaferlerinin en büyüklerinden birisi Karlsbad 1929'da geldi. Fred Yates'e beşinci turda kaybetmesi Nimzowitsch'in yüzde elliye düşmesine sebep oldu; ancak sonra bir daha kaybetmedi. Sondan üçüncü turda, Nimzowitsch bir kale oyunsonunda Spielmann'ı yendi, o da Nimzowitsch sonraki tur berabere kalırken Capablanca'yı yendi. Son tura girerken Nimzowitsch ve Spielmann, eş puanla Capablanca'nın yarım puan önünde yer aldılar. Capablanca, son tur kazandı; ancak Nimzowitsch'de kazandı. Spiemann'ın berabere kalması Nimzowitsch'in turnuvayı 15/21 ile kazanmasını sağladı.
1930'ların ilk yıllarında, Nimzowitsch belki de adı Alekhine olmayan en iyi oyuncuydu. San Remo 1930'da ikinci oldu, 1931 Bled'de ise üçümcü oldu. Ne var ki, 1932 ve 1933'te çok az oynadı ve 1934'te Gideon Stahlberg'e bir maç kaybetti ve son büyük turnuvası olan Zürih'te 9/15 skorla sıralamanın ortalarında yer almıştı.
Ölümü ve Mirası
Nimzowitsch, 1935 yılında zatürreden hayatını kaybettiğinde yalnızca 48 yaşındaydı.
Nimzowitsch’in satranç hayalleri açılıştan öteye geçti. Nimzo-Hint (1.d4 Af6 2.c4 e6 3.Ac3 Fb4) en meşhur fikri olup 28 defa oynayıp 14 oyun kazanırken yalnızca 6 defa kaybetti. 1.b3 oynadı, bu açılış da Nimzowitsch-Larsen Atak olarak bilinir, bu açılışı daha seyrek oynadıysa da oynadığı dört oyundan üçünü kazanmıştır. Görece daha az başarılı açılış denemeleri de 1.e4 c5 2.Af3 Af6 ve 1.e4 Ac6. Nimzowitsch, bu açılışlarla toplamda oynadığı 33 oyundan 24'ünü kazanıysa da bugün bu açılışlar pek de iyi kabul edilmemektedir.
Nimzowitsch'in satranç teorisine katkıları ne kadar önemli olursa olsun, satranç oyuncuları, felsefeleri ne olursa olsun, bu yaklaşımlarını tahtaya uydurabilme yetenekleri kadar iyidirler. Nimzowitsch bunu, hipermodern Richard Reti'ye karşı aldığı +5 -1 =5 skoruyla ve neredeyse aynı skoru yaptığı +5 -2 =5 puanı klasik görüşlü Tarrasch'a aldığı sonuçlarla gösterdi (Ancak diğer taraftan Nimzowitsch Capablanca'yı hiç yenemedi ve Alekhine'e karşı zorlandı.Emanuel Lasker, şaşırtıcı bir şekilde, Nimzowitsch ile masa başında sadece iki kez karşılaştı; 1914'te berabere kaldı ve 1934 Zürih'te Nimzowitsch kazandı).
Böylece Nimzowitsch bir yazar, hem açılış hem de oyunortası kuramcısı ve döneminin en büyük oyuncularından biri olarak tarihteki yerini aldı ve hiçbir zaman Dünya Şampiyonu olamayan en güçlü oyuncular arasında yer aldı.