Satranç Barbarca Bir Oyun Mudur?
Bu makalenin başlığı sizin için şaşırtıcı olabilir. Gerçekten de birbirine tezat iki kelime bir arada gibi kullanılıyor. Böylesine yüce ve asil bir oyun, nasıl barbarca bir oyun olabilir ki?
Tabii, satrancın geleneksel tanımı sanat, bilim ve spordan oluşan bir üçlüyü içerir. Spor kısmına odaklanmayı tercih ederseniz, tam olarak neyden bahsettiğimi muhtemelen biliyorsunuzdur. Bobby Fischer en üst düzeye ulaşmak isteyen bir satranç oyuncusunun sahip olması gereken ölümcül içgüdüyü her zaman vurgulamıştır. Ezeli rakibi Boris Spassky de bu konuda ona katılıyor: "Bir dünya şampiyonu olabilmek için bir tarafınızın bir barbar gibi olması gerekir. Son derece gelişmiş ölümcül bir içgüdünüzün olması şarttır."
Profesyonel satrancın zalim kısmını pek çok kişi bilmez. Öğrencim Kadın Büyük Usta Naomi Bashansky Dünya 13 Yaş Altı Satranç Şampiyonluğu'nu kazandığında, King 5 News isimli yerel televizyon kanalı bizi bir mülakata davet etti. Naomi daha altı yaşında bile değilken çalışmaya başlayıp unvanı elde etmesine kadar geçen zamana dair yaklaşık olarak 40 dakika boyunca konuştuk.
Websitelerinde ne paylaştılar dersiniz?
Naomi Bashkansky rakibine tüm gücüyle vurmaya hazırlandığında, rakibi bunun farkında bile olmuyor. Satranç büyük ustası ve Bashkansky'nin uzun süredir antrenörlüğünü yapan Greg Serper, “O bir ‘Terminator’ – duygusu yok. Sadece rakiplerini öldürüyor,” dedi. Bellevue doğumlu 13 yaşındaki oyuncu buna karşı çıkmıyor. Yaptıklarıyla ilgili olarak Bashkansky, “Onların ezip suyunu çıkardım,” dedi
Böyle okuduğunuzda bu kısım sanki Dünya Güreş Şampiyonası'nı anlatıyor gibi sanki! Ama herhalde televizyon dünyasında çalışanlar, bunun mülakatın en ilginç kısmı olduğunu düşünmüş olmalılar.
Pekala o halde nasıl barbarca satranç oynanır? Tabii "barbarca" kelimesinin tanımı en olağandışı kabalıkta, vahşice bir gaddarlık olarak geçiyor. Satrancı böyle oynarsınız; rakibinizin rahat bir hayat yaşamasına izin vermeyip, mümkün olan her fırsatta rakibinize acılar çektirirsiniz. Siz yapmazsanız, rakibiniz size bunu yapacaktır!
İşte size en üst düzey büyük ustaların zihninden geçenlere dair fikir edinmenizi sağlayacak bir olay.
Yukarıdaki konum diyagramında, Kasparov 44.Şf5 hamlesini yaptı ama evdeki analizleri ve hazırlıkları siyahların tüm varyantlardan sağsalim çıktığını gösterdiği için maça devam etmeden beraberlik teklif etti. Maça dair yazdığı kitapta Kasparov bu kararını muazzam bir psikolojik hata olarak nitelendirip çok sert şekilde kendisini eleştirmişti. Bu eleştirisini, konum berabere gibi gözükse de savunmanın hala iyi hesaplanmış hamleler gerektirmesini göstererek açıklamıştı. Dolayısıyla da, Karpov'un, bu tür karşılaşmalarda çok önemli bir unsur olan, enerjisi tükenecekti. Kasparov'un görüşüne göre, böylesi uzun bir savunmanın ardından rakip yorgun düşecek ve bunun sonucunda partinin bir sonraki müsabakasında ihtiyaç duyacağı enerjiden mahrum kalacaktı. Sonuç olarak Kasparov, erken yaptığı beraberlik teklifinin cezasını bir sonraki maçı kaybederek ödediğinden bahsetmişti.
Aslında bu, satrançta çok sık karşılaşılan bir durumdur: sizin adınıza güzel olan bir konumda rakibinizi baskı altına alıp, rakibe acı çektirmeye uğraşmazsanız, bir sonraki müsabakada bunun bedelini siz ödersiniz. Böyle bir duruma dair ilk akla gelen örnek:
Net şekilde onun adına güzel bir konum olmasına rağmen Büyük Usta Leko burada beraberlik teklif etti. Neden? Partinin tamamında üstün skora sahipti ve bu beraberliğin ardından oynanacak iki karşılaşmadan sadece 1 puan alması onun yeni dünya şampiyonu olmasına yetecekti. Sonrasında ne olduğunu hepimiz iyi biliyoruz: Kramnik son maçı kazanıp unvanını korumayı başardı. Yukarıdaki karşılaşmanın bitiş konumunda oynamaya devam etmiş olsaydı Leko'nun o karşılaşmayı kazanan taraf olacağına çok eminim. Önemli olan aslında bahsi geçen karşılaşmanın sonucu bile değil! Rakibinizin bu şekilde kolayca elinizden kaçmasına izin vererek rakibinizin psikolojik inisiyatifi elde etmesine izin veriyorsunuz ve daha sonra da bunun bedelini haklı olarak ödüyorsunuz.
Buna dair yakın zamandan başka bir örnek verebiliriz:
Bu, 2017 Dünya Kupası'nın ilk maçı. Beyazların beraberlik teklifini siyahlar anında kabul etti. Siyahın sahip olduğu inisiyatifin, bir er geride olmasını telafi edip etmediği büyük bir soru işareti. Ama benim daha basit bir sorum var: Muhammad Khusenkhojaev, kendisinden 330 kuvvet puanı üstün bir rakibe karşı bir sonraki karşılaşmada siyahlarla oynarken kazanacağını mı umuyordu? İkinci karşılaşmanın sonucuna şaşırmamalısınız:
Benzer bir hata Büyük Usta Svidler'in Dünya Kupası'ndan elenmesine neden oldu:
Siyahların burada beraberlik teklif etmesi herkesi çok şaşırttı. Neden bir er fazlasını galibiyete çevirmeye veya en azından rakibe acı çektirmeye çalışmayasınız? Bu iki oyuncunun oynadığı hemen bir sonraki karşılaşmayla karşılaştırın:
35 hamlenin ardından konum büyük oranda berabere gibi dursa da, MVL rakibine 40 hamle boyunca acı çektirdi! Teorik olarak asla galibiyetle sonuçlanmayacağı kesin olan yanlış renkli fil oyun sonunda beraberlik teklif etmeyip, rakibini pata kadar zorladı. Bu şekilde verdiği bir mesaj vardı: Burada patron benim!
Kitabında Kasparov'un da açıkladığı gibi, uzun bir süre savunma yapmak, satranç oyuncularının enerjisini tüketen bir şey, dolayısıyla partinin son müsabakasında Svidler'in kendi seviyesinin altında bir oyun sergilemesi şaşırtıcı değil. Ama tabii bunu sağladığı için MVL övgüyü hak ediyor!
Buradan çıkan ders basit: Satrançta en iyi sonuçları elde etmek için ölümcül bir içgüdünüzün olması gerekiyor! Rakibinize tüm gücünüzle vurmak ve rakibinize acılar çektirmek adına satrançta mümkün olan her türlü fırsatı kullanın!