Makaleler
Şampiyonu Tanıyın: Magnus Carlsen

Şampiyonu Tanıyın: Magnus Carlsen

JonathanTisdall
| 87 | Diğer

Magnus Carlsen ve Ian "Nepo" Nepomniachtchi arasındaki 2021 FIDE Dünya Şampiyonası unvan maçı bu oyunu sevenleri şimdiden heyecanlandırmaya aday. Bütün büyük spor karşılaşmaları gibi seyirci ve yorumcuların üzerine tartışabileceği bazı kolay noktalar var.

"Uzman" tahminlerinin çoğu boş laftan çok daha fazlası değil ve çoğu zaman sonradan yapılan incelemelerden de eşit derecede yanlış sonuçlar çıkıyor. Gerçekten önemli olan tek şey oyuncuların maç stratejisine yönelik nasıl kararlar aldıkları ve bu kararların masa başında ne derecede yansıdığıdır. Tek gerçek uzman onlar ve yapmak zorunda oldukları karaların sonuçlarıyla da yaşamak zorundalar.

2021 FIDE Dünya Şampiyonası Nasıl İzlenir?
2021 FIDE Dünya Şampiyonası'nı live on Chess.com/TV'den ve Twitch ile YouTube kanallarımızdan izleyebilirsiniz. Türkçe yayınları da Chess.Com Türkçe Twitch ve Youtube kanallarımızdan takip edebilirsiniz. Bütün ayrıntıları da canlı etkinlikler platformumuzda buradan takip edebilirsiniz.
2021 World Chess Championship

Bu büyüklükte bir etkinliği incelemenin eğlenceli tarafı sonucu etkileyebilecek çeşitli etkenlere biraz daha derinlemesine bakmak, biraz tarihi göz önünde bulundurmak ve bariz olanlara aldırış etmeyip gizli saklı kalmış detayları ortaya çıkarmaktır.


İstenmeyen Taç?

Tarihsel bağlam her zaman gelecekte neler olacbileceği konusunda kendimizi biraz daha bilgili hissetmemizi sağlar. Norveçli dünya şampiyonu 2013'ten beri unvanın sahibi, o zaman da kendisinden epeyce yaşlı efsanevi GM Viswanathan Anand'ı, Hintli şampiyonun memleketi Madras'ta yenmiş ve bir nevi kaçınılmaz kaderini gerçekleştirmişti.

Magnus muhtemelen Ocak 2010'dan beri dünyanın en yüksek ratingli satranççısı yani dünya sıralamasının bir numarasında özelliğini 19 gibi genç yaşta başardığı için bunu gururla korumaya devam ediyor. Kendisinden önceki bir numarası at yarışındaki bir jokey gibi Nisan 2011'de geride bıraktı ve o tarihten beri de zirveden ayağını çekmedi.

Magnus Carlsen Know The Champion
2010 yılında Chessvibes için Carlsen'in verdiği bir mülakat. Fotoğraf: Peter Doggers/Chess.com.

En yüksek ratingi iki defa düşünülmesi bile imkansız olan 2900'e yaklaştı ve en alt çizgisine de hiç yaklaşılmadı. 2021 düellosu için perdeler açılırken Carlsen'in rating listesindeki hâkimiyeti hiç bu kadar kesin olmamıştı; çünkü bu yazı yazıldığında 2800'ün üstünde başka hiçbir insan yok ve Magnus stratosfer denebilecek bu eşiğin 50'den fazla puan üzerinde.

Carlsen unvanını savunmanın yarattığı sıkıntının değerinden az olduğunu düşünerek unvanını hiç oynamadan savunmama konusunu düzenli olarak açsa da, kendince tarihî öncelikleri kolayca akıllardan çıkabilir. Bu tür insanlar sürekli ve sonsuz bir güdüyle en iyi olmak isterler, kazandıkları şeyi de bırakmayı son derece zor bulurlar.

Carlsen'in 2013'te laubali görünen unvanı kazanma çabası - "çünkü neden olmasın?"- daha da uzun yıllar önceki başka davranışıyla da destekleniyor. 2011'de unvan maçına giden sarmal yoldan o kadar hazzetmiyordu ki eleme döngüsünden çekilip "sadece" dünya sıralamasının birinici olmakla yetinebildi. Her zaman düşündüklerini söyleyip, söylediklerini yaptığı için bu tarz alışkanlıkları satranç dünyasının tacıyla arasındaki ilişkiyi karmaşıklaştırıyor.

Carlsen 2014'te Anand'a karşı unvanını oldukça ikna edici bir şekilde savundu ama sonraki iki maçın birbirinden çok farklı anlatıları vardı ve bunlar izleyenleri oldukça basit sonuçlara varmaya itti.

Magnus Carlsen Know The Champion
2013'te Carlsen. Fotoğraf: Catharina Caprino/CC.

Eşitlik Bozucu Magnus

Son iki unvan maçının son sahneleri izleyenler üzerinde kalıcı bir iz bıraktı. Rus GM Sergey Karjakin ve Amerikalı Fabiano Caruana ile olan her iki maç da kördüğüm gibi 6-6 sonuçlarıyla bitmiş, Carlsen için rahat hızlı satranç formatında oynana eşitlik bozma zaferleriyle bitmişti. Benzerliklerine rağmen bu iki maçı psikolojik koşullarının epey farklı olduğuna inanıyorum yaklaşık 40(!) yıldır da dünya şampiyonluğu maçlarını izleyen birisi olarak zihinsel ve masa dışı etkenlerin, bu konuda biraz akıl yürütmek zorunda kalsak da, maçın en ilginç tarafı olduğuna inanıyorum.

Fâniliği Tatmak

Carlsen'in Karjakin'e karşı maçının anlatısının aşırı gurur olduğunu iddia etmemin fazla iddialı olduğunu düşünmüyorum. Norveçli açık favoriydi ve aşırı özgüven bir şampiyonun zihniyetinin temel özelliğidir, yine de her zaman bu zihniyetin zararlı olma tehlikesi de var. Carlsen ve ekibi belli ki maça hazırdı, ne var ki maç ilerledikçe atmosferin biraz fazla rahat olduğu maç ilerledikçe ortaya çıktı. 

Know The Champion Magnus Carlsen
2016 FİDE Dünya Şampiyonluğu maçı sırasında Carlsen (solda) ve Karjakin (sağda). Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Yakın geçmişte oynanan unvan maçları, tarihsel standartlara nazaran, oldukça kısa - örneğin 24 oyunluk tipik uzunluğun yarısı kadar, 6 oyun kazananın maçı kazandığı sınırsız oyunlu maçlar da korkutucu maratonlara dönüştü: Karpov ve Korchnoi arasında 1978'de oynanan 32 oyunluk maç ve Kasparov ve Karpov ile 1984'te oynanan 48 oyunluk maç bunlara örnektir - ikinci maç bitmedi bile! Bu tip maçları sürdürmenin maliyeti artıp insanların dikkat aralıkları kısalırken bu kısaltılmış formatı savunmak kolay olacak. Bu tarz uzun soluklu maçları çoğu zaman alışma süreci içeren uzun berabere dizilerinin ancak sonlarında heyecanlı olayların gerçekleştiği mücadelelerdi.

Maalesef, maçları kısaltmak barışçıl gergin başlangıçları ortadan kaldırmak anlamına gelmiyor. Daha da önemlisi, satranç motorlarının sürekli evrimleşmesi ve açılış hazırlıklarına olan inanılmaz etkisidir. Günümüzün elit oyuncularıyla konuşurken en üst düzeydeki hazırlıkları fânilerin anlaması imkânsızlaştığını görüyoruz. Açılıştan anlamlı bir üstünlük çıkarmak ve rakibin analist ekibini hazırlıksız yakalama olasılığı hızla yok oluyor. Ortada olan her türlü minimal üstünlüğü de kazanca dönüştürmek daha da zorlaştı, o nedenle yavaş zaman kontrollerinde bir satranç devinin oynaması çok az tehlike taşıyor.

Bu iki anlama geliyor: Unvan maçına çıkıp dünya şampiyonuna meydan okuyan oyuncu ortama uyum sağlamaya ve durumun gerektirdiği sinir sağlamlığına ulaşmaya çalışırken, mevcut şampiyon erkenden bir şeyler elde edip erken bir galibiyet almaya çalışmalı. Bunu başarmak gittikçe zorlaşıyor ve berabere oranı da çok yüksek kalmaya devam edecek. (2021 maçında bu durumun varlığı kabul edilince maç 14 oyuna uzatıldı)

Bu basit senaryonun önemi Carlsen-Karjakin maçının erkan aşamasında ortaya çıktı, meydan okuyan sallantıdayken şampiyon da inatçı savunma karşısında üstünlüğü kazanca dönüştürmedi garip bir şekilde özensiz davrandı. Rus, uzun berabere serisiyle "Savunma Bakanı" takma adını kazanırken, Carlsen gözle görülür şekilde sinirlendi, en sonunda Beyazla sekizinci oyunda patladı, çünkü kazanma hırsına yenik düşerek fazla ileri gitti. Karjakin'in yenilmez göründüğü anda Carlsen kariyerinin en karanlık anıyla yüzleşti: isteyip istemediğinden emin olmadığı unvanı utandırıcı ve acı verici bir şekilde kaybetme tehlikesi; ama o anda kesinlikle de teslim olmak istemiyordu.

Magnus Carlsen Know The Champion
2019'da Magnus Carlsen Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Anlatılar

Şampiyonun unvanla ilişkisini inceliyor olsak da her zaman alternatif anlatı ve hikâyelere bakmak lazım. Karjakin ve Rusya için bir geri alma destanı vardı. Ne olursa olsun, Karjakin esasen daha büyük bir dahî çocuktu, Norveçlinin inanılmaz yükselişi öncesi şampiyon olma olasılığı daha yüksek görülüyordu. Tabii ki bu anlatı artık herkese pek tanıdık gelmiyor.

Carlsen'in bir şekilde skoru eşitlediğini ve Beyazla 12. yani son oyunu şaşırtıcı bir şekilde yaktığını da hatırlıyoruz, hızlı bir berabere ile maçı hızlı satranç oyunlarına götürmüştü. Son klasik oyunu boşa harcama kararının parlaklığı Magnus'un birkaç gün dinlenme fırsatı elde edip Karjakin'in de hiç gelmeyen son taarruz için kendisini bir kez daha hazırlaması zorunluluğundan kaynaklanıyordu. Bu hesaplı pragmatizm belki de Carlsen'e unvanı savunmak için yeterli olan psikolojik ve fiziksel tazelenme fırsatını verdi.

Aynı Ama Farklı

Carlsen-Caruana unvan maçının zorlu ve heyecanlı olduğunu bütün oyunların berabere bitmesinden dolayı iddia etmek güç görünüyor; ama ben buna inanıyorum ve bunu savunmaya devam edeceğim. İlk ve son oyunlar kritik anlardı, her ikisinde de Carlsen siyahla oynadı ve her ikisi de keskin ve başarılı hazırlıklar içeriyordu. İlk oyun, maçın en büyük kaçan fırsatıydı, Carlsen hükmedici bir galibiyetten sadece bir nefes uzakta kaldı. Bu maçın tümünü etkileyecek bir gelişmeydi: Erken kazanma gerekliliği ve Siyahla keskin bir mücadeleye girme tercihi yerini kaçan fırsatın gerginliğine bıraktı.

Magnus, 2018 savunmasında unvanından fazlasını korudu. Uzun süre devam eden kötü formu, Fabiano'nun da uzun süre yüksek form tutması meydan okuyanın kazanması halinde dünya şampiyonunun dünya sıralamasındaki birinci sıradaki yerinden de olması anlamına gelecekti - dolayısıyla da neredeyse on yıl süren hâkimiyetin de sona ereceği anlamına geliyordu. 

Birinci oyun çok önemliydi - Caruana olası bir yıkıcı başlangıçtan kurtuldu ve Carlsen de belki önceki maçın yaralı anılarının etkisiyle derinden saygı duyduğu rakibinden çekinmeye başladı. 12. oyunu güçlü olduğu bir konumda berabere yapmayı seçmesi, zaten homurdanan kamu oyunu kazanç olmayan oyunlardan daha fazlasını tartışmaya itti. "Bu adam sadece hızlı satranç becerilerini göstermek istiyor, bu bir klasik maçın sonucunu belirlemek için doğru yol olmamalı vs vs." Ve evet, eşitlik bozmadaki yok ediş.

Magnus Carlsen Know The Champion
Caruana (sol) ve Carlsen (sağ) 2018 FİDE Dünya Şampiyonası'nın 12. oyunu öncesi el sıkışırlarken. Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Yeni Kural İsteği

Magnus eleme ve şampiyon olarak da unvan maçı hakkındaki bıkkınlığını özel olarak dile getirdi, bunun nedenini de kısa unvan maçlarında yavaş zaman kontrollerinde oyun kazanmanın gittikçe zorlamasına bağladı. Hoşuna giden çözümü daha hızlı ve daha fazla oyun oynayıp daha fazla bir tarafın kazandığı oyun oynamak. Hızlı satrancın daha önemli hale geleceğine ve bir tur klasik oyunun bir grup daha hızlı oyuna yeni bırakacağına, bu şekilde de daha heyecanlı ve ilgi çekici unvan maçları oynanabileceğine ikna olmuş durumda.

Şüpheciler, Magnus son iki unvan savunmasını hızlı satranç aşamasında neticelendirdiği için bu fikirlerden endişeliler. Magnus'un ve grubunun Covid pandemisi sırasında düzenlediği iki online tur ve bu turlarda bu formatın çeşitlemelerini kullanmış olması da aslında geleceği nasıl gördüğüne dair bir tür deney alanıydı. Her iki turdan zaferle çıkan Magnus bana da kendisini bu disiplinin mutlak şampiyonu olarak henüz görmediğini söyledi. Bir şampiyonun olması gerektiği kadar dominant olmadığını iddia ediyor ki bu katil içgüdüsü hakkında bir örneğe ihtiyacınız varsa bu söyledikleri de bir kenarda dursun.

Diğer taraftan, klasik satranç belli ki daha buralarda ve yeni bir meydan okuyucu var. Hızlı satranç ve nihai eşitlik bozmaları da düşünürsek Nepo muhtemelen şu ana kadarki rakiplerin içinde en tehlikelisi.

Magnus Carlsen Know The Champion
Carlsen (solda) ve Nepomniachtchi (sağda) 2017 FİDE Dünya Hızlı ve Yıldırım Şampiyonasında oynuyorlar. Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Filmin Bariz Konusu

Pandeminin vurduğu Adaylar Turnuvasının sonuçlarını beklerken Carlsen'in yaşıyla ilgili ufak bir konu dağılması oldu. 30'a geldiğinde bir anda online tur etkinliklerini kazanamamaya başladı ve Ocak 2021'de Tata Çelik Turnuvası ile fiziki masaya dönüşünde altıncı sıraya düştü. Masa başı turnuvası oldukça kısıtlı da olsa Magnus online turnuvalarda tekrar normal düzeyine döndü ve maç öncesi ana hazırlık turnuvası olan Stavenger'deki Norveç Satranç Turnuvasını kuvvetli bir şekilde kazandı. Yaş bakış açısını tamamen rafa tamamen kaldıracak şey Rus meydan okuyucunun yarım yaş daha büyük olması.

Nepomniachtchi ayrıca bir yerlerden size gelecek Karjakin'den de sadece bir yaş küçük ve bunun aslında Rusların geri dönüş hikâyesine yankı ve daha fazla drama katacak bir tarafı var.

"Rusların Dönüşü 2" filminin olay örgüsünü orijinalinden daha heyecan verici kılan birkaç şey var. Nepo ve Magnus, 2002'e Dünya ve Avrupa 12 Yaş Altı şampiyonlarında doğrudan rakiptiler. O yılın sonunda Magnus'un verdiği harika röportajda (Norveççe) o dönemdeki aralarındaki ilişki hakkında da harika detaylar ortaya çıktı.

Magnus Ian'ın iyi olduğunu kabul etti; ama çok daha etkilenmediğini söyledi ve ayrıca aralarında doğal bir uyum olduğunu da itiraf etti.

Genç Magnus'a göre bilardo oynadılar ve Ian kaybettiği zaman hile yaparmış. Haylaz bir espri anlayışları varmış. Ian kendisini dünya satrancının elitine yerleştirmek için çok yavaş bir yol izlerken de araları beraber çalışacak kadar iyiydi ve Magnus'un önceki maç hazırlıklarında da biraz yardımlaşmışlar.

Dolayısıyla bu uzun süredir beklenen geri dönüş hikayesinden daha fazlası var. Eski moda Doğu-Batı rekabeti, en azından geçici olarak bir arkadaşlığın toprağın altına gömülmesi anlamına da geliyor.

Anti-Carlsen?

Bir başka açıdan bakan yorumcuların da stillerin çatışmasını öne çıkarması. Nepomniachtchi is an agresif, tehlikeli, atılan bir risk alıcı, bu da Carlsen'in markalaşmış mantıksal uyuma dayalı oyunu ve demir gibi tekniğine açık bir zıtlık  içeriyor. Ayrıca, Rus şampiyona çocukluğunda artı skor elde etmekle kalmayıp hayatı boyunca da Carlsen'e klasik satrançta daha iyi bir skor elde etmiş durumda.

Bu düşüncelere Rus meydan okuyucunun yarattığı daha büyük tehlike olduğu hissini de eklerseniz birçok insanın bu maçta daha fazla havai fişek patlayacağı kanaatini paylaştığını görürsünüz. Carlsen'in bariz üstünlüğünün ise rakibinden nefret edebilmesinden öteye elinde faza bir ey olmadığını da düşünenler var.

Bu ve oynanayacak maçın büyüklüğü meydan okuyanda güçlü bir pragmatik güdü yaratabilir. Carlsen Dubai'de daha dikkatli ve sağlam bir Nepomniachtchi görebileceğimizi tahmin etti, bu da göklere çıkarılan stillerin savaşı beklentisinin düşmesine neden olabilir. Gerçekten de meydan okuyucunun tedbiri elden bıraktığı nadir görülür. Daha istatistiksel bir analiz için bu makaleye bakabilirsiniz.

Magnus Carlsen Know The Champion
2021 Norveç Satranç Turnuvası sırasında Carlsen ve Nepomniachtchi. Fotoğraf: Lennart Ootes/Norway Chess.

Benim aklımda ikilem şu: Nepomniachtchi bugüne kadar eşitlik bozmadaki en tehlikeli rakip olabilir; ama gerçekten risk alıp maçı olması gerekenden daha heyecanlı hale getirirse maçın klasik aşamasını da berabere bitirme olasılığı azalacak.

"Bahsinizi" Etkileyecek Sıra Dışı İpucu

Modern unvan maçları bu maçlara dair tarihten gelen, unvan sahipleri ve meydan okuyucuların çabalarını uzun yıllara sayan bir maraton olduğu hissini ortadan kaldırsa da muhtemelen bir satranççının kariyerindeki en zahmetli etkinlik.

Eski günlerde, maç öncesi yapılan haberler hazırlıklarını ne kadar yoğun yaptıkları yönünde olurdu. Yaşlı sayılabilecek GM Viktor Korchnoi'un spor salonunda genç İngiliz sekundantlarının önünde jogging yaptığı spor salonu fotoğraflarını hâlâ net hatırlıyorum. Magnus da uzun pandeminin etkilerini üzerinden atacağını ve 2021 unvan savunması için en iyi fiziki kondisyonda olacağını söyledi. Fiziki değişimleri meydan okuyanın başarısında önemli bir gösterge olarak görüyorum.

Ian her zaman masada bohem olduğu izlenimini uyandırdı. Bir unvan maçına fiziki ve mental olarak kendini ne kadar zorlayarak hazırlandığı anahtar bir etmen olacak. Nepo'nun Norveç Satranç Turnuvasında gözle görülür şekilde zayıfladığına dikkat edin.

Kimi Tutmalı?

Dünya Şampiyonluğu Maçları epey evrimleşerek değişti. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde izole Sovyet maçlarından jeopolitik çağa geçtik. GM Bobby Fischer'in hem sağlam bir cüzdanı temin etmek hem de "tek başına Sovyet makinesine karşı savaşan" kahraman olma hikâyesi oyunun en önemli etkinliklerine verilen paraların miktarını artırdı. Korchnoi işin siyasi tarafını GM Anatoly Karpov'la yaptığı maçlardan önce Batı'ya kaçış hikâyesiyle süsledi. Hatta gerginliği yoğurt ve parapsikolojist tartışmalarıyla iyice tırmandırdı, böyle bir garipliğe bugüne kadar tekrar ulaştıramadı. Kasparov-Karpov maçı bile  Sovyetler Birliği içindeki "glasnost vs. sertlik yanlısı" savaşıyla ilişkilendirildi.

O zamandan beri işler sakinleşti, Carlsen'e karşı bir argüman geliştirmek de zor. G-Star Raw markası için mankenlikle başlayarak büyük ve inanılmaz bir dönüşüme imza attı. Bu dönüşüm, Netlflix'in The Queens' Gambit dizisi ve şampiyonun kendi online turu ile taçlandı: Satranç ana akım ve "cool" oldu.

Know The Champion Magnus Carlsen
Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Bu açı satrançseverler tarafından düşünülmesi gereken birkaç unsur barındırıyor. Şampiyonun yenilmesi drama ve değişim demek ve değişim heyecan vericidir. Aynı zamanda bir kez daha Rusya bir dünya şampiyonu çıkarırsa, bu Rusya'da satrancın tekrar  bir zamanlar olduğu gibi el üstünde tutulan statüsüne dönmesi demektir.

Eğer Magnus kenara çekilirse oyunun son zamanlarda gördüğü ilginin azalıp azalmayacağı konusunda endişelenmek için Norveçli olmak gerekmiyor. Çoğunlukla "Magnus-şüphecisi" sayılabilecek duayen İngiliz satranç gazetecesi the Guardian gazetesine şunları yazdı: "Tarih Carlsen'i tarihin en iyisi olarak görsün veya görmesin, daha şimdiden tarih onun satrancı küresel ölçekte popülerleştirmek için kendisinden önceki bütün dünya şampiyonlarından daha fazla uğraştığını yazacak." Bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir tespit.

Jante-Zlatan Ölçeği

Bu yazıda şampiyonun zihniyeti hakkında birkaç ipucu verdik. Magnus çok genç yaştan itibaren nasıl özgüvenli ve başarılı bir yaklaşım göstereceğine dair iyi bir anlayışa sahip ve kariyerinin erken safhalarından itibaren bunu açıkça gösteren bir dizi demeci var.

Spor psikolojisi neredeyse satrançtaki akıcılığı kadar etkileyici ve bariz bir yetenekten dünyadaki herkesi dize getiren adam olmaya dönüştüğü kuantum sıçraması da bunu sıçramayı yapma konusunda mevcut elitten zihinsel olarak daha güçlü olması gerektiğiyle ilgili bilinçli bir karara varmasıyla ilgili.

Kültürel bir bağlam sunmak gerekirse, İskandinav özgüveni en iyi Jante-Zlatan ölçeğiyle açıklanabilir, bir tarafta mütevazı, eşit "Jante Kanunu" bir tarafa (muhtemelen de fabrika ayarı) ve diğer tarafta İsveçli futbolcu Zlatan İbrahimoviç'in fazla abartılı saçma medyan okumalarıdır.

Magnus çok sınırı aşmıyor ama gerekirse yumruğunu göstermekten de çekinmiyor. Birçok üst düzey performans gösteren sporcu gibi kendi kendisinin en acımasız eleştirmeni ve tatmin etmesi çok güç yüksek standartları var. Sahte mütevazılıkla dominant bir şampiyon olunabileceğine inanmıyorum, yine de bazıları onu mütevazı tarafa koyuyor. Magnus özgüvenini net bir şekilde gösterecektir.

Magnus Carlsen Know The Champion
Magnus bir televizyon mülakatı sırasında. Fotoğraf: Maria Emelianova/Chess.com.

Kısa süre öne bu maçta Magnus'a uzun unvan maçlarındaki deneyiminin en büyük üstünlüğü olup olmadığını sorduğumda dobra bir yanıt aldım: "Hayır, en büyük üstünlüğüm satrançta daha iyi olmam."

En büyük üstünlüğüm satrançta daha iyi olmam.
— Magnus Carlsen

Ve böyle bir buluşmada bundan daha iyi bir sahne alınamaz.