Bitmeyen Savaş: Fillere Karşı Atlar
Chess.com üyesi dudejan soruyor:
Fillerimi nereden geliştirmem gerektiğine dair sürekli olarak sorun yaşıyorum. Atlarla ilgili olarak, ileri karakollara yerleştirme ve erlerin hemen arkasına konuşlandırıp bazı kareleri iki taşla savunma fikirleri bana oldukça mantıklı geliyor. Ama iş fillere gelince, aynı anlayışa sahip değil gibiyim. Sanırım bunun esas sebebi, filleri geliştirmenin zamanı geldiğinde, daha sonra hangi diyagonallerin açılacağının çok net olmaması. Örneğin beyazlarla oynarken, siyah fili e3, f4 veya g5'ten geliştirme fikirlerinin tamamı mantıklı gözüküyor ama bunlardan hangisinin en iyi olacağını bilmek adına sistematik bir düşünce şekline sahip değilim.
SILMAN:
Sadece fillere odaklanmak yerine, birbirleriyle sıklıkla çok yakından ilintili oldukları için, temel at stratejisini de tartışacağım (atlar ve filler bir nevi kediler ve köpekler gibidir diyebiliriz).
Genelde, atların ve fillerin “güçlerini” öğrenmek kolaydır:
- Filin uzun menzilli bir taş olmasına karşılık at uzun menzilli değildir.
- Atlar tek bir hamlede tahtanın öbür tarafına ulaşamasa da, tahtadaki siyah veya beyaz olan tüm karelere saldırma yetisine sahiptir. Fillerse başladıkları karenin renginde kalmaya mahkumdur.
Lezzetli bir yemeğin peşinde giden bir at örneği veriyorum:
BİRAZ DAHA DERİNLEMESİNE BAKALIM.
- Rakibin hatlarında delik bulduklarında atlar en güçlü haline ulaşır (delikler, rakibin hatlarında, rakip erler tarafından savunulamayan karelerdir).
- Atlar, dördüncü yataya (gayet iyi), beşinci yataya (burada en az bir fil kadar etkilidir) ve altıncı yataya (en ileri tünek) ulaşana dek savunmaya yönelik olarak çalışan taşlardır. İdeal olarak ileri bir atın (dördüncü ile altıncı yataylar arasındayken) bir rakip hatlardaki bir deliğe yerleşmiş olmasını istersiniz. Ama bazı durumlarda rakibinizin hatlarında delik olması gerekmez.
Dördüncü Yataydaki At, Etkili Bir Delikte Konuşlanıyor
Beşinci Yataydaki At, Yaşasın O At!
Altıncı Yataydaki At, Evrenin Merkezindeki Taht!
- Rakibinizin hatlarında delik yoksa, atınız, rakibinizin daha büyük bir zayıflık vererek onu kovalayabileceği güzel ve ileri bir kareye de konuşlanabilir.
f5 Tüneğindeki At
- Filler daha kolaydır. Açık bir diyagonale yerleştirip, kafasına süper kahraman şapkası takın ve onu işinin başında bırakın! Tamam, tamam, O KADAR DA kolay değil. Filler savunma görevlerinde kullanılabilir veya daha kısa bir diyagonalde rakibinize çok daha büyük zararlar verebilir. Asla satrancın kolay bir oyun olduğunu söylemedim!
- Her konumun kendine ait gizemleri vardır ve bu gizemleri bulmak sizin görevinizdir.
Fil Kükrüyor!
HAYDİ, BİRAZ DAHA DERİNLEMESİNE BAKALIM.
- Tahtanın sadece tek tarafında erler kaldıysa, filler genelde atlara göre daha zayıftır. Neden? Çünkü filin uzun menzil sahibi olması artık bir güç getirmemekteyken, atın her kareye sıçrayabiliyor olması muazzam bir değere sahiptir — şahı kovalayabilir, herhangi bir renkteki karede duran erleri rahatsız edebilir ve tahtanın yarısı bomboş olduğu için hızlı hareket edebilir.
Bu duruma dikkat çekebilmek adına, bu durumun abartılı şekilde gözüktüğü bir örnek paylaşıyorum:
ITahtanın sadece bir tarafında erler varsa, ama bir tarafın iki atına karşılık diğer tarafın iki fili varsa, filler güçlü bir silaha dönüşebilir, çünkü iki fil, bu durumda her iki renkteki taşlara da saldırma gücü sağlayacaktır.
ATLAR ESNEK TAŞLARDIR.
Atlar her renkteki kareye diledikleri gibi gidebildikler için, fillere göre daha esnektirler. Örneğimizde, Fischer tüm taşlarını siyah kareler yerleştirerek, beyazın beyaz filine, hiçbir işe yaramayacağı bir rol veriyor. Bu konumda c4 ve d4 kareleri korunduğu için, beyaz şahın rakibinin er yapısına sızamadığına da dikkatinizi çekiyorum. Beyazın çaresizliği, siyaha tüm tahtada manevra imkanı sağlıyor. Beyazlar beraberlik elde edebilecek durumda olsa da, bu kilitli konuma Damjanovic dayanamıyor.
Bu ikinci maçta, at çok farklı bir şekilde kullanılıyor:
NİHAYET, FİLİN ZAMANI!
Dudejan, fillerinizi nereye yerleştirmeniz gerektiğini öğrenmek istiyor. Genelde bu sorunun yanıtı oldukça basit. Bunu iki şekilde açıklayabilirim: Er yapısına bakarak karar verin, ve filin bir yere nişan almasını sağlayın..
Hızlıca bir bakalım:
Burada da biraz daha karmaşık bir "c8 filimi nereye konuşlandırmalıyım" tercihi:
Genelde, siyahların o fili işe koymak adına iki yolu vardır: (hemen veya nihayet): ...Fc8-d7-e8-h5 (Fili er yapısının dışına çıkartarak), veya ...b6 ve ...Fb7 ardından da ...c6-c5 ile merkeze saldırıp siyahın beyaz filinin h1-a8 diyagonali boyunca alevler saçmasını sağlamak şeklinde olabilir.
Fillere dair daha fazla şey ister misiniz? O halde Bay Fischer'in, fillere nasıl dans ettirdiğine bir göz atalım.
Son maçımız tamamen “ufak şeyler” üzerine kurulu. Beyazlar iki fil ve daha fazla alan elde etmek için uğraşıyor. Bunun ardından da geçer er elde ediyor. Bu da Fine'ye diz çöktürmeye yetiyor.